Yemek tarifleri yazıldığı dönemin sosyoekonomik yapısı, yazarın farklı kültürlere bakış açıcı ve aile yapıları hakkında fikirler verebilir. Yemek kitapları hakkını vererek yazılmışsa mikro tarih kitabı örneği olabilir. Cüneyt Ayral Nişantaşı çocuğu. Kitabın girişinde ninesinin ekmek paparası, anneannesinin marul cacığı tariflerini veriyor. Nostaljiyi yemekler üzerinden yaşıyor. Yoğurtçular, sucular, bozacılar derken lahmacunculara geliyoruz. Ayral, giriş bölümünde dayanamayıp eski lahmacunlara özlemle ayrıntılı bir kıymalı börek tarifi veriyor.Gelelim kitabın başka bir güzelliğine. Altın kurallarla başlıyoruz: evdeki buzdolabında her zaman yumurta bulundurulmalı. Soğan, sarımsak ve patatesi mutfağın temel direkleri kabul etmeli. Makarnanın birkaç çeşidini her zaman el altında bulundurmalı. Doymadan ziyade ağız tadını önemseme gayretindeyseniz sızma zeytinyağı, limon, krema, hardal, mayonez buzdolabının demirbaşları arasında olmalı. Gümüş kurallara geçiyoruz: buzdolabında mutlaka kıyma bulundurulmalı. Saf haliyle öğün kurtarabilir, farklı yemeklere lezzet verici olarak eklenebilir, önemli bir protein kaynağı aynı zamanda. Ek olarak, ağız tadına uygun olarak el altında mutlaka değişik baharatlar olmalı.
https://www.edebiyathaber.net/ne-sihirdir-ne-keramet-el-cabuklugu-marifet-serkan-parlak/